Anthem inceleme: Uçmak güzel, ancak ötesi yok...

Yemyeşil bir ormandan yükselerek manzaranın tadını çıkarmak, tepeleri, hatta şelaleleri aşmak... Uçmak benzersiz bir deneyim ve Anthem'in en önemli özelliği. Üstelik özgürce, huzurlu ve bazen de heyecan verici. Gökyüzünde olmak elbette alışılmışın dışında ve harika olsa arada inmeniz gerekiyor. Aksi halde kostümünüz aşırı ısınarak ve sizi sert bir düşüşe bırakır. Aslında Anthem tamamiyle bu. Harika olacağını hissettiğiniz anların hayal kırıklığı ve iyi fikirlerin gerçekleşemeden önce sona erdiği. Sakın Iron Man'e özenip de atlamayın! Çünkü Marvel "bilim kurgunun" hakkını veriyor.

İlk başta Anthem'e ısınmak biraz zaman alabilir. Giriş görevinde henüz acemi bir Freelancer'sınız ve Javelin adı verilen mekanik savaş kostümleriyle insanlığa yönelik tehditlerle mücadele eden bir tür kahramansınız. Ancak bu kısa görev başarısızlıkla sonuçlanıyor ve aradan 2 yıllık bir zaman geçtikten sonra artık deneyimli bir Freelancer oluyorsunuz. Ancak oyundaki diyalogları iyi takip etmezseniz uzay çağına ayak uyduramayıp kafanızın karışması olası. Keşke küçük bir terimler sözlüğü ekleselermiş...

Anthem'de hikaye ve dünya BioWare'in imzası olarak düşünebileceğiniz bileşenlere sahip olan karakterlere büyük ölçüde zarar veriyor. Oyunculuk karmaşık duygu ve motivasyonları özgün şekilde işliyor. Eğitim kısmındaki olaylar için partneriniz olan karakter Owen size kızgın ve nedeni net olmasa da ilişkinize yansıyor. Ancak kendinizi kötü hissetmeniz için yeterince inandırıcı. Ancak hikaye çok zayıf bir şekilde kurgulandığından kendini iyi hissetiremiyor.

Tüm bunları yokuşa süren Anthem'in kağıt üzerinde basit görünen ganimet odaklı oyun mekaniği. Her görevden sonra operasyon üssünüz Fort Tarsis'e dönüyor, insanlarla konuşuyor, yeni görevler alıyor ve önceki görevden aldığınız ganimetleri kullanarak javelin kostümünüzü tamir ediyorsunuz. Görevler hızlı anlatı düzeniyle uçmayı, rutin görevleri yerine getirmeyi ve çok sayıda savaşı (radyo konuşması yoluyla hikayeyle ilgili bilgilerin verildiği) içerir.

Yani sistem pratikte iyi çalışmıyor. Eğer vaktinizi verip farklı karakterlerle konuşmak istiyorsanız solo oynamak daha iyidir, ancak bunu yapmak görevleri daha zor veya sıkıcı hale getirebilir. Rastgele insanlarla eşleşmek de en iyi seçeneklerden biri çünkü sinir bozucu yanları olsa da sizi hikayede yalnız bırakacak. Ama o zaman bile neler olup bittiğini takip etmek kolay oluyor. Özellikle de ekibinizdeki kişi önünüzdeyse ve diyaloğu erken tetikliyorsa. Arkadaşlarınızla oynamak grup olarak daha iyi ödüller kazandırsa da hikayeyi yakalamak ve diyaloglara odaklanmak açısından yine bir diğer sinir bozucu seçenek.

Anthem'de ne olursa olsun hem hikaye hem de ilerleme için her keşif gezisinden sonra Fort Tarsis'e geri dönmeniz gerekiyor. Hareket halindeyken donanımınızı değiştirmenin yolu yok ve bu nedenle hemen başka bir göreve devam etmeniz zor. Ayrıca Fort Tarsis'e gidiş ve dönüş arasında yükleme ekranları yer alıyor. Yani herhangi bir akıcılık yakalamak zor.

Görevler arasında oyuncu olmayan karakterlerle (NPC) konuşmaya zaman ayırırsanız hoş karakterlere ve onların kısa ama ilginç hikayelerine rastlayabilirsiniz. Örneğin; ne kadar tehlikeli olursa olsun hayvanları seven bir kız var ve size mutlu bir şekilde hepsinden bahsediyor. Bunun dışında Fort Tarsis'in en yaşlı adamına da rastlayabilirsiniz ve bu unvanı kazanmak için bazı karanlık şeyler yaptığını itiraf ediyor. Ayrıca kızı yıllardır kayıp olan ve yaşlı bir kadına da rastladım. Bazen oyunu biraz yavaşlatmak ve keşfetmek iyi gelebiliyor.

Tüm bunların yanı sıra mücadele Anthem'i ayakta tutan başlıca unsur. Dört çeşit Javelin kostümü var: Ranger, Storm, Interceptor ve Colossus. Sırasıyla asker, büyücü, suikastçı ve tank özelliklerine sahipler. Her biri farklı bir yetenek havuzu farklı oynanışa sahip ve başladığınız kostüme bağımlı değilsiniz. Seviye atladıkça kilidini açabiliyorsunuz. Bu, her görevden sonra yeni silahlar ve yeteneklerle birleştirildiğinde yeni donanımlar ve oyun stilleriyle denemeler yapabilirsiniz.

Anthem'e başlarken Ranger'ı seçtim ve başlangıçta özelliklerini öğrenmek için iyi bir sınıf olduğunu düşünüyorum. Ancak silahlar tek başına Anthem'de savaşı heyecan verici hale getirmiyor. Başta Shotgun'lar olmak üzere birçok silah buldum. Ranger'ın yetenekleri de oldukça basit. Büyük ölçüde etkisiz hissettiren el bombaları, füzeler vb. silahlarla mücadeleye giriştim. Ama daha sonra atik bir suikastçi olan Interceptor'un kilidini açtım ve hızlı yakın dövüş saldırıları inanılmaz derecede tatmin edici. Her başarılı görevin ardından yeni şeyler denemek heyecan veriyor.

Anthem'de en sevdiğim kostüm Storm diyebilirim, çünkü Interceptor gibi ilginç temel yeteneklere sahip ve ısınmadan sadece saniyeler değil dakikalar boyunca uçabiliyorsunuz. Güç çeşitliliği tatmin edici patlamalar ve kaotik bir savaş alanı sunuyor. Daha da önemlisi yere sık sık inmek zorunda kalmayacağınız tek kostüm ve en dinamik savaşı sağlıyor. Kolay düşmanları savaş alanının üstünden yok edebilirsiniz.

Genel olarak Anthem'deki kostümlerin tümü zorlu durumlardan kolayca kurtulabiliyor veya kısa süre havada kalmanızı sağlıyor. Ayrıca hareketleri yeteneklerinizle birleştirmek bunu daha tatmin edici bir hale getiriyor. Ancak Titanlarla ve diğer boss'larla savaşırken önemli bir nokta var; birçoğu elbisenizi aşırı derecede ısındıran ve anında karaya indiren ateş saldırıları kullanıyor. Hala yeteneklerinizi kullanabilirsiniz ama bu savaşlarda fazla etkili olmuyorlar ve normal düşmanlar üzerindeki bombardıman etkisine kıyasla düz düşüyorlar. Bu da savaşı uzatıyor ve daha sıkıcı hale getiriyor.

Anthem'in sonuna ulaşmak birçoğu tekrarlayan, çok sayıda bireysel görevi tamamlamayı gerektiriyor. Bazen geri çekilmek en iyi silahınız olabilir, ancak zorlayıcı savaşlar olmadan da oyunda ilerlemek zor. Hikaye sonlanmadan hemen öncesindeki ara sahne en ilgi çekici ayrıntıya sahip ve daha sonra nelerin olabileceğinin bir önizlemesi olarak sunuluyor. Yani yeni içerikler, hatta devam oyunu için kapılar açık denilebilir.

Anthem alışılmışın dışında, ancak daha çok yolu var

Hepsi bir yana Anthem'in en çok eleştirdiğim yanı Erken Erişim programıydı. Katılan oyuncular teknik sorunlar olduğunu ve oyunun tamamlanmamış gibi hissettirdiğini belirttiler. Ayrıca ses sorunları, sunucu sorunları, uzun yükleme süreleri, görevlerin tamamlanmaması gibi birçok şikayet geldi. Sorunsuz tek bir oturum geçirmediğini söyleyenler bile oldu. Respawn Anthem'e sunduğu yamalarla bunları gidermeyi amaçlasa da genel olarak zayıf bir lansman geçirdi.

Anthem iyi fikirlere sahip ve gelecek vadeden bir oyun, ancak teknik sorunlarla önemli ölçüde mücadele ediyor. Kooperatif olarak harika işliyor ve gerçekten ilginç karakter anları sunuyor ve en anlaşılmaz hikaye parçalarını ön plana çıkarıyor. Mesela bir Boss'la kavga ederken kanatlarının kesileceğini bulana kadar heyecan verici bir savaş yaşıyorsunuz. Uçmak bile basit ama keyif verici bir mekanik olsa da kostüm sınırlamaları yüzünden sık sık kesintiye uğruyor ve Anthem'in en iyi olduğu yanları bastırıyor. Nehir kıyılarında ve şelalelerde serinlemek dışında bu noktada yapılabilecek pek bir şey yok. Evet kesinlikle bir Iron Man değil.

Anthem'in Standart Sürümü PlayStation Store'da 399 TL'den (evet 400 değil) satışa sunuldu. Diğer yandan ona 499 TL'lik Legion of Dawn Sürümü eşlik ediyor ve ek olarak şunları içeriyor:

• Efsanevi Legion of Dawn Zırh Paketleri
• Efsanevi Silah
• Efsanevi Ranger Teçhizat Parçası
• Anthem Dijital Oyun Müziği

Kısaca lafı dolandırmadan söylüyorum 400 TL Anthem için kesinlikle pahalı bir rakam. Günümüzde çoğu PlayStation oyunu artık benze fiyat bandında dolaşsa bile bu Anthem olmamalı...